Kimya biliminin
gelişmesiyle birlikte modern yaşam alanlarının neredeyse tamamında karşılaşır
bir hale geldiğimiz poliüretan yaşadığımız evlerde, kullandığımız
otomobillerde, oturduğumuz koltuk ya da sandalyelerde, uyuduğumuz yataklarda ve
daha birçok alanda karşımıza çıkıyor. Kullanım alanına göre kimyasal formülünde
değişiklikler yapılarak geliştirilen bileşen içerisinde farklı tipte
katalizörler ve ateş söndürücüleri de içerebilir. Mobilya, otomotiv, ayakkabı
ve beyaz eşya sektörlerinde sıkça karşımıza çıkan poliüretan bizim ilgi
alanımıza ise yalıtım sektöründeki rolüyle giriyor.
POLİÜRETAN
İLE YALITIM
Dünyamızda yaşanan ve
toplumları hem ekonomik hem de politik olarak derinden etkileyen problemlerin
birçoğunun temelinde enerji ile ilgili sorunlar yatıyor. Öyle ki ülkeleri idare
eden iktidarlar bu sorunu aşmak için türlü politikalara başvuruyor ve hatta
milletler arası anlaşmalarla enerji açığını kapatmaya çalışıyor. Buna rağmen ne
yazık ki şu an bile kullandığımızın binaların birçoğu kullandıkları enerjinin
büyük kısmını boşa harcamakta ve enerji israfı yapmakta. Avrupa’da yapılan bir
araştırmaya göre ısı yalıtımı kullanılmaya başlamasından sonra enerji tüketimi
%40, CO2 emisyonu ise %35 azalmıştır. Bu durum enerji tüketimini düşürdüğü gibi
karbon salınımını da düşürerek yeni nesil çevreci binaların önünü açmıştır.
Yapı teknolojileri
alanında çalışan bilim insanlarının geliştirdiği ve inşaat sektörünün hizmetine
sunduğu poliüretan yalıtımı sistemleri de küresel ısınmaya yol açan karbon
salınımının azaltılmasında ve enerji verimliliğin artırılmasında kilit rol
oynayan bileşenlerden biri. Kolay uygulanabilir olması, uzun ömürlü olması ve
güvenli olması sebebiyle sıkça tercih edilen ürün soğuk havalarda ısı kaybını
ciddi oranda azaltırken, sıcak yaz aylarında ise binaları serin tutarak klimalara
daha az ihtiyaç duyulmasını sağlar.
Yapıda zeminden çatıya
hemen her alanda kullanılabilen poliüretan özellikle zeminde, çatıda ve çatı
kaplamalarında, dış cephe duvarlarında ve duvar kaplamalarında, kazan etrafında
ve ısıtma sistemindeki boruların çevrelerinde sıkça karşımıza çıkar.
Küresel ısınma ve iklim
değişikliği ile mücadeleyi organize bir şekilde yürütmek maksadıyla imzalanan
Kyoto protokolü her ülke için belli sorumlulukları yerine getirmeyi şart
koşuyor. Bu kapsamda Avrupa ülkeleri de konuyla ilgili adımlarını atarken
poliüretan teknolojisinden faydalanmışlar. Yapılan araştırmalara göre Avrupa’daki
fosil yakıtlardan ortaya çıkan karbon salınımının %40’ı binaların ısıtılması ve
soğutulması esnasında ortaya çıkıyor. Bu tabloyu değiştirmek için poliüretan
yalıtım teknolojisine başvuran Avrupalı idareciler CO2 salınımında tüm kıta
genelinde ortalama %10 oranında azalma kaydetmişlerdir.
Yorumlar
Yorum Gönder